Likidite oranı, işletmelerin kısa vadeli borçlarını ödeyebilme kabiliyetini ölçmek için kullanılmaktadır. Bu oranlardan, şirketin ne kadar kolay nakit elde ettiği ve kriz durumunda şirketin nakit döngüsünü koruyup koruyamayacağı hakkında bilgi edinmek mümkündür. Nakit bütçesi, bir işletmenin likidite durumunu değerlendirmek için kullanılan diğer bir araçtır. Likidite oranı, cari oran, asit test oranı ve nakit oranı olmak üzere üç önemli oranı size anlatmaya çalışacağım.


Cari oran, dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynaklara bölünmesiyle elde edilir. Çıkan bu oran da bize şirketin kolay nakde çevirebileceği dönen varlıklarını kullanarak kısa vadeli borçlarını ne ölçüde karşılanabildiğini gösterir. 

Şimdi bu bilgiyi kullanarak bir yorumda bulunabilirz.

Cari oranı eğer 1 ise şirket borçlarını ancak döndürebiliyordur. O halde 1 değeri üzerinde bir cari oran bizim aradığımız bir şey. Yine de 1'e ne kadar yakın olursa şirketin finansal durumuna o kadar temkinli yaklaşmamız gerekir. O sebeple de en azından 2 olmasını beklemek gerekir. Finansal analizcilerin konsensusu da zaten bu yönde.

İstisna olarak bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, bankaların ana finansman kanalları nedeniyle likidite oranları çok düşüktür. Çünkü bankalar kısa vadeli krediler vermeye daha isteklidir.

Cari oran için genel olarak kabul gören eşik değerler aşağıdaki gibidir:

0 – 1,00             :  Cari Oran düşük seviyede

1 – 1,85             :  Cari Oran kabul edilebilir seviyede

1,85 ve üzeri       :  Cari Oran iyi seviyede

 

 

A işletmesinin 2009 ve 2010 yılına ait bilançosunu inceleyelim.

(T1.000)

 

VARLIKLAR

2010

2009

Hazır Değerler

2.540

2.750

Menkul Kıymetler

1.800

1.625

Ticari Alacaklar (Net)

l8.320

16.850

Stoklar

27.530

26.470

Toplam Dönen Varlıklar

50.190

47.695

Duran Varlıklar

  

Sabit Varlıklar

43.100

39.500

(-) Birikmiş Amortismanlar

11.400

9.500

Toplam Duran Varlıklar

31.700

30.000

TOPLAM VARLIKLAR

81.890

77.695

KAYNAKLAR

  

Mali Borçlar

9.721

8.340

Ticari Borçlar

8.500

5.635

Ödenecek Vergiler

3.200

3.150

Diğer Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar

4.102

3.750

Kısa Vadeli Yab. Kyn. Toplamı

25.523

20.875

Uzun Vadeli Yab. Kyn.Top.

22.000

24.000

Toplam Yabancı Kaynaklar

47.523

44.875

Ödenmiş Sermaye

13.000

13.000

Sermaye Yedekleri

10.000

10.000

Geçmiş Yıl Kârları

11.367

9.810

Toplam Öz Kaynaklar

34.367

32.820

TOPLAM KAYNAKLAR

81.890

77.695

Kaynak: AÖF Finansal Yönetim-I

Tabloya baktığımızda 2010 yılı için dönen varlıklar toplamının kısa vadeli yabancı kaynaklara bölünmeyişle cari oran 1,97 olarak bulunur. (50.190/25.523)

Buna göre A firması 1 liralık kısa vadeli borcuna karşılık 1,97 liralık dönen varlığa sahiptir.


Şimdide aynı firmanın 2010 sonu gelir tablosunu inceleyelim.

(TL 1.000)

31 Aralık 2010

31 Aralık 2009

A İşletmesinin yer aldığı sektöre ilişkin veriler de aşağıdaki gibi olsun:

 

Sektör Ortalamaları

A İşletmesi

Cari Oran

1,80

1,97

Asit- Test Oranı

0,80

0,89

Nakit Oranı

0,15

0,17

 

A şirketinin bu sektördeki cari oranı yüksektir. Bu durumda, A işletmesinin likiditesinin sektör ortalamasından daha yüksek olduğu ve kısa vadeli borçların ödenmesinde sorun yaşamayacağı düşünülebilir. Sektör ortalamasına ek olarak, bir önceki döneme göre şirketin ilgili oranlarını açıklamak da uygun olacaktır.

2009 yılı için A İşletmesinin cari oranı hesaplanırsa oran 2.28 (47.695.000 / 20.875.000) olarak elde edilir. Bu, şirketin 2010 cari oranının bir önceki yıla göre azaldığını göstermektedir. Finansal yönetim söz konusu olduğunda, yüksek cari oranı korumaya çalışmak uygun değildir. Çünkü firmaların likiditesi arttıkça risk ve kârlılık da azalacaktır. Bu nedenle işletmeler, sektörün ve işletmenin özel koşullarını ve sosyal ve ekonomik koşulları dikkate alarak karlılık ve risk arasında bir denge kurmalıdır. Cari oranın 10 – 15 gibi aşırı yüksek olması da firmanın sahip olduğu nakdi, yeterli verimlilikte kullanamadığına veya yanıltıcı bir bilançoya işaret etmektedir.  Genel eşik değerlerle beraber, cari oranın kaç olması gerektiğini aslında sektör belirler.  Cari oranın ne kadar olumlu veya olumsuz olduğunu yorumlayabilmek için sektör ortalaması ile karşılaştırmak en sağlıklı analiz yaklaşımı olacaktır.

Cari oran yorumlanırken diğer oranlarla beraber yorumlanması da önem taşımaktadır. Özellikle faaliyet oranları ile beraber değerlendirilmesi, daha anlamlı olacaktır. Örneğin, cari oranın düşük çıkması olumsuz gibi görünse de ticari alacak devir hızı ve stok devir hızı yüksek olan firmalar, kısa vadeli borçlarını ödemede sıkıntı yaşamayacaklardır.

 


Asit-Test Oranı, likiditie oranı olarak da bilinmektedir.

Likiditenin daha doğru değerlendirilmesinde kullanılan bir ölçüde “çabuk oran, hassas oran ya da asit- test oranı” olarak ifade edilen orandır. Cari oran hesaplanırken, baz alınan dönen varlıklar içerisindeki varlıkların likidite derecelerine göre ayrım yapılmamaktadır. Stok, ticari alacak, menkul kıymet gibi varlıkların nakde dönüşüm hızları farklıdır. Bu amaçla, firmanın borç ödeme gücüne bakmak için stoklar gibi paraya dönüşmesi uzun süre alabilen varlıkları oran hesabına katmayan likidite oranı kullanılmaktadır. Likidite oranında kısa vadeli borçların geri ödenme kaynağı olarak, hazır değerler, menkul kıymetler ve kısa vadeli alacaklar kabul edilir.

Asit-test oranının 0,60’tan düşük olmasının, firmanın kısa vadeli borçlarını geri ödemede zorlanacağını gösterdiği kabul edilir. Ama oranın düşük olması, firmanın mali yükümlülüklerini ödeyemeyeceği anlamına da gelmiyor. Oranın 1 civarında olması ise firmanın likiditesi yüksek varlıklarını nakde çevirdiğinde, kısa vadeli borçlarını ödeme gücüne sahip olduğunu gösterir.

Likidite oranı için genel olarak kabul gören eşik değerler aşağıdaki gibidir:

0 – 0,60               :  Likidite Oranı düşük seviyede

0,60 – 1,00           :  Likidite Oranı kabul edilebilir seviyede

1,00 ve üzeri         :  Likidite Oranı iyi seviyede

Sağlıklı ve doğru düzgün bir oran analizi yapmak istiyorsanız firmanın likidite oranını değerlendirirken oranın dönemler boyunca trendini de analiz edip sektör ortalamaları ile karşılaştırmanız gerekir.

Bu oranın cari orandan farkı ise dönen varlıklar içinde likiditesi en düşük olan stokların dönen varlıklardan düşülmesidir. A işletmesinin 2010 yılı sonu itibariyle asit test oranı;

A işletmesinin stokları dışındaki dönen varlıkları, kısa vadeli yabancı kaynaklarının 0,89’na eşittir. Bu oran A İşletmesinin bulunduğu sektörün asit- test oranından (0,80) daha yüksektir. Geçen yıl A İşletmesinin asit-test oranı 1,02 ((47.695.000- 26.470.000) / 20.875.000) idi. Cari oranda olduğu gibi asit test oranında da düşüş olmuştur.

Yüksek cari oran her zaman şirketin likiditesinin yüksek olacağını göstermez. Dönen varlıklardaki stoklara büyük miktarda yatırım yapılırsa, işletmenin likiditesi azalacaktır.

Bir şirketin cari oranı ve asit test oranı aşağıdaki gibidir:

 

 

2006

2007

2008

2009

2010

Cari oran

1,20

1,45

1,65

1,73

1,90

Asit- test oranı

0,65

0,60

0,54

0,43

0,40

 

Şirketin cari oranı 2006 yılında 1.20 olmasına rağmen 2010 yılında 1.90'a yükselmiştir. Bu nedenle likidite artmış gibi görünebilir. Bununla birlikte, asit test oranı incelendiğinde azaldığı gözlemlenir. İşletmenin, duran varlıklarındaki en düşük likiditeye sahip olan stoklara çok fazla yatırım yaptığı, bu nedenle de likiditesinin azaldığı söylenebilir.

 


Nakit Oranı: Bir işletmenin en likit varlıkları, hazır değerleri ile menkul kıymetleridir. Bu nedenle finansal analizde, işletmenin likiditesi analiz edilirken nakit oranına da bakılır. Hazır değerler, kasa, banka ve menkul kıymetler gibi dönen varlıklar içerisindeki en likit varlıkları içermektedir. Nakit oran, firmanın elindeki ticari alacaklarını tahsil edememesi ve stoklarını paraya çevirememesi durumunda, kısa vadeli borçlarını ödeme gücünü göstermektedir. Bu sebeple, likidite oranlarının içerisinde ödeme gücünü en hassas ölçen orandır. Firmaya çok kısa süreli borç verenler, bu oranı değerlendirip yüksek olmasını tercih ederler.

Nakit oranın çok düşük çıkması, firmanın nakit sıkıntısı içerisinde olduğuna işaret etmektedir. Çok yüksek çıkması da firmanın elinde doğru şekilde kullanılamayan nakit fazlası olduğunu göstermektedir. Çünkü fazladan tutulan her bir liranın fırsat maliyeti vardır. Nakit oran için genel olarak kabul gören eşik değerler aşağıdaki gibidir:

0 – 0,20             :  Nakit Oran düşük seviyede

0,20 – 0,50        :  Nakit Oran kabul edilebilir seviyede

0,50 ve üzeri      :   Nakit Oran iyi seviyede

 

A işletmesinin 2010 yılı nakit oranı;

 

A işletmesinin her 1 liralık kısa vadeli borcuna karşılık 0,17 liralık kasa ve pazarlanabilir menkul değerlere sahip olduğunu anlıyoruz. Sektör ortalaması ile de karşılaştırdık ve  A İşletmesinin nakit oranı sektöre göre daha yüksek bulduk. Bununla birlikte işletme kısa sürede borçlanabilirse nakit oranının düşüklüğü önemli bir sorun olarak görülmeyebilir.

Likidite oranları yorumlanıp değerlendirilirken ayrıca aşağıda belirtilen noktalara dikkat etmelisiniz:

İstikrarlı satış ve düşük oynaklığa sahip şirketler, diğer şirketlerden daha düşük likidite oranlarına sahip olabilir.

Alacak devir hızı, stok devir hızı, dönen varlıklar devir hızı yüksek olan işletmeler daha düşük likidite oranı gösterebilir.

Bilanço ve gelir tablosu kalitesi arttıkça, daha düşük likidite oranı ortaya çıkabilir.

Bilanço veya gelir tablosundaki kalemler ne kadar gerçekçiyse işletmenin likiditesi de o kadar yüksek olur.

Eskimiş stoklar ile tahsili imkansız alacaklar veya düşük Likidite menkul kıymetlerin olduğu bilançoyu analiz etmek gerçekçi sonuçlar vermez.

Alacaklarının büyük bir kısmı senetli olan bir işletmeyle daha az senetli alacakları olan işletmenin likidite oranları aynı olsa bile likidite güçleri aynı olmaz. Senetli alacakları daha fazla olan işletmenin likiditesi daha yüksek olur.

Likiditenin belirlenmesinde şirketin satış ve satın alma politikaları ile yabancı kaynakların vadesi önemlidir. Vadeli ürün alımlarına karşın satışlarını daha çok peşin yapan bir şirketin likiditesi düşük olabilir.

Benzer şekilde, bir ödeme planı dahilinde borcunu ödeyen şirketlerin likiditesi daha düşük olabilir.

Beyin fırtınası yaptıkça da da çok şey çıkar. Genel olarak kaynaklarımızda belirtilen hususları sizlerle paylaştık.

Şimdi faaliyet oranlarıyla devam ediyoruz.