Finansal krizler etkisini öncelikle firmaların işletme sermayesinde göstermektedir. Firmaların işletme sermayesi ihtiyaçlarını finanse etmek için gerekli olan mevcut fonlar azalmaktadır. Fon azalması, hem banka kredilerine doğrudan yansıyarak hem de dolaylı olarak firmaların kullanabileceği ticari borç miktarını azaltarak etkili olmaktadır. Kriz dönemlerinde, alacak devir hızı yavaşlamakta, şüpheli alacakların miktarı artmaktadır. Bu dönemlerde stokların devir hızı da yavaşlamakta ve stok ömrü uzamaktadır. Krizler ile firma değerinde meydana gelen düşüş, işletmelerin erişebilecekleri ticari borçların miktarını azaltmakta ve kredilerin vadesi kısalmaktadır. Finansal kurumları etkileyen finansal şoklar, bankaların şirketlere kredi vermekten kaçınıp, devlet tahvili gibi güvenli varlıklarda likit kalmayı tercih etmelerine neden olmaktadır. Finansal krizler, likidite sıkışıklığı, açık pozisyonlar ve kur riski ile birlikte problemli kredilerin artmasına neden olmaktadır.

Firmaların ödeme güçlüğü içerisine girmeleri, zaten sorunlu olan bankacılık sektörünü olumsuz etkilemiş ve takipteki kredilerinin toplam kredilerine oranı yükselmiş ve birçok firma kapanmak durumunda kalmıştır. Firma kapanmaları sonucunda işsizlik oranı artmıştır. Krizden etkilenen reel sektör firmalarının yeniden ekonomiye kazandırılabilmelerini sağlamak amacıyla borçları yeniden yapılandırılması için İstanbul Yaklaşımı gündeme gelmiştir. Krizlere karşı işletmeler; stratejik önlemler, masrafları azaltıcı önlemler ve nakit girişini hızlandırıcı önlemler olarak sıralanabilecek önlemleri alabilirler.


İşletme Başarısızlıkları

İşletmelerde başarısızlık bir süreç seklinde ortaya çıkar. Eğer işletme meydana gelen iç ve dış koşullardaki değişimin gerektirdiği önlemleri almazsa işletmede büyüme durur, uzun vadeli planlarda sapmalar meydana gelir. Bunun ardından yatırımlar azalır ve mevcut yatırımların finansmanında güçlüklerle karşılaşılır. Satışları azalır ve buna bağlı olarak kârı da düşer. İşletme kısa vadeli yükümlülüklerini yerine getiremez ve uzun vadeli borç taksitlerini ödeyemez duruma gelir. İşletme, başarısızlığa uğrama tehlikesine karşı kendi önlemlerini ve çözümlerini geliştirebilir. İşletmelerin, yaşamları süresince karşılaştıkları çeşitli sorunların tespit edilip çözümlenememesi, işletmelerin yaşamlarının sona ermesine neden olur. Mevcut veya beklenmedik sorunlara karşı önlem alma ve onları ortadan kaldırma, öncelikle işletme yönetiminin görevidir. Karşılaşılan sorunların en önemlilerinden biri, finansal yönetimle ilgili sorunlardır. Alınabilecek tüm önlemlere karşın, işletmenin sağlıklı bir yapıya kavuşarak varlığını sürdürmesi ümitsiz görülüyorsa, işletmenin tasfiyesine gitmekten başka çare kalmayabilir.


Finansal Yükümlülükler Açısından Başarısızlık Türleri:

Finansal açıdan başarısızlık, finansal yükümlülüklerin nakit akışlarının yetersizliği nedeniyle yerine getirilememesidir. Üç tür başarısızlık durumu vardır. Bunlar kârın sürekli olarak düşük ya da negatif çıkması, teknik likiditenin kaybedilmesi ve işletmenin iflas etmesidir.

Negatif veya Düşük Kâr: Bir işletmenin faaliyetleri devamlı olarak zararla sonuçlanıyorsa, bu işletmenin piyasa değeri düşme gösterecektir.

İşletmenin Teknik Likiditesini Kaybetmesi: Teknik likiditenin kaybedilmesi, işletmenin vadesi gelen borçlarını ödeyememesi anlamına gelmektedir. Bu durumda işletme, bazı varlıklarını nakde çevirebilirse, iflas etmekten kurtulabilecektir.

İflas: Bir işletmenin yükümlülüklerinin(borçlarının) varlıklarının değerini aşması ve varlıkların, borçlarını karşılayamaz duruma gelmesidir.


Başarısızlığa Neden Olan Faktörler

Başarısızlığa neden olan faktörler şu şekilde sıralanabilir.

Dış Çevreye İlişkin Nedenler:

Piyasada yok edici rekabetin ortaya çıkması,Müşteri isteklerinin anlaşılamaması,Satın alma ve satışlarda az sayıda işletmeye bağımlı kalınmasıHammadde bakımından dışa bağımlılık,Ekonomik ve çevre koşullarının değişmesi ve doğal afetler,Dünyada, ülkede ve endüstride ortaya çıkan gelişmelerin izlenememesi,İşletmenin gelişen teknolojiye ayak uyduramaması,Global finansal krizlerin ortaya çıkmasıdır.

Yönetsel Nedenler:

Üretim, finans ve pazarlama bölümleri arasında koordinasyon sağlanamaması,Planlama anlayışının olmaması,İşletme yöneticilerinin ya da ortakların ayrılmasının yol açtığı yönetsel ve finansal boşluk,İşletme yönetiminin niteliksiz olmasıPersonel devir hızının yüksek olmasıdır.

Faaliyetlere İlişkin Nedenler:

Kuruluş yerinin hatalı seçilmesi,Depoların kontrolünün ve stok denetiminin yapılmaması,Faaliyetlerin yeterince çeşitlendirilememesi,Talep yetersizliği deniyle stok devir hızının düşük olması,Satış ve kredi politikasının iyi oluşturulup izlenmemesi ve alacak tahsilinde etkisiz kalınması,Alacakların tahsil edilememesi,Nakit yönetimine önem verilmemesidir.

Borçlanma ve Yatırım Kararlarına İlişkin Nedenler:

İşletmenin büyümesinin yeterince sağlanamaması,Aşırı büyüme sonucunda öz sermayenin yetersiz kalması,Yüksek maliyetler üzerinden aşırı borçlanmanın yapılması,Aşırı maliyet artışları ve finansman giderlerinin artması,Duran varlıklara gerektirdiğinden çok yatırım yapılması,Optimal sermaye yapısının oluşturulamaması,Sermaye maliyetine dikkat edilmemesidirBaşarısızlığın Önceden Tahmini

İşletmeler geleceği algılayabildikleri ve geleceğe ilişkin politikalar üretip yeni stratejiler belirleyebildikleri ölçüde başarılı olacaklardır. İşletmelerin hayatta kalabilmeleri ve başarılarını devam ettirebilmeleri değişen koşullara gösterecekleri uyuma, proaktif davranma ve krizleri yönetebilme yeteneklerine bağlıdır.

İşletmeler iflas etmeden önce, bu duruma ilişkin sinyalleri işletmenin bankadaki cari hesaplarında, satıcılarla ilişkilerinde ve bilançosunda görmek mümkündür. Ancak, işletme başarısızlığı ile ilgili en anlamlı bilgiler, oran analizleri ile elde edilebilir.


Başarısızlığın Ölçülmesinde Kullanılan Oranlar Sistemi:

Başarısızlığın önceden belirlenmesinde kullanılan oranlar sistemi matematik-istatistik, test ve seçim yöntemlerine dayanırlar. Burada temel kriter, oranın önceden bilgi verme gücü, diğer bir ifadeyle tahmin kalitesidir. Araştırmaların çoğu “başarılı” ve “başarısız” işletmelerin ayrımına dayanır. Bu bölümde fazla detaya girmeden örnek olması açısından Altman Modelinin formülü ve diğerlerini de özet olarak sunacağız. Detaylı çalışmalar için akademiyi takip etmeye devam ediniz.

Altman Modeli: Altman modeli, oran analizinin çok değişkenli boyutlarda genişletilmesine dayanmaktadır. Bu analizde ağırlık verilen oranlar likidite, kârlılık, etkinlik ve kaldıraç etkilerini yansıtanlardır. Bu analiz yardımıyla, farklı oranları çeşitli ağırlıklarla birbiri ile ilişkilendirmek ve böylece bir işletmenin kredi değerliliğini ve riskini ifade eden bir nokta değer hesaplamak mümkündür. Altman Modeline göre Z değeri <2,675 ise işletme başarısız olarak değerlendirilmektedir ve modelin doğruluk derecesi belirtilen örneklem dahilinde %95 tir.

Altman’ın ilk oranı; “net çalışma sermayesinin toplam aktiflere (X1)”, ikinci oranı; “dağıtılmamış karın toplam aktiflere (X2)”, üçüncü oranı “FAVÖK’ün toplam aktiflere (X3)”, dördüncü oranı “hisselerin piyasa değerinin borçların defter değerine (X4)” ve beşinci oranı ise “net satışların toplam aktiflere (X5)” bölünmesi ile elde edilmektedir.

Altmanın, formülünde kullanmış olduğu oranlar çeşitli katsayılar ile çarpılmaktadır.

Z-Skor= 1,2 X1 + 1,4 X2 + 3,3 X3 + 0,6 X4 + 1,0 X5

Beaver Modeli: Beaver’e göre bir işletmede oluşturulan likit rezervlerin, özellikle faaliyetlerin dalgalanma gösterdiği dönemlerde önemli işlevleri vardır. İşletmelerinin kredi değerliliğinin belirlenmesinde likit rezervler çok önemli rol oynamakta ve bu rezervlere göre kredi değerliliği değişmektedir. Araştırmadan beklenen yararın sağlanabilmesi için, Beaver, işletmenin nakit sıkıntısının ortaya çıktığı yıldan en az beş yıl önce yapılmasını önermektedir. En yüksek tahmin gücüne sahip olan oranın, Nakit Akışı/Dış Kaynak olduğunu belirtmektedir. Bu araştırmada, başarılı işletmelerin finansal oranlarının değerinin, başarısız işletmelere göre oldukça yüksek olduğu saptanmıştır. Diğer taraftan başarısız işletmelerinin oranlarının başarısızlık dönemine yaklaştıkça hızla düştüğü de belirlenmiştir.

Springate Modeli: Bu modelde aşamalı çok değişkenli ayırım analizi kullanılmıştır. Springate, dört temel oran kullanarak başarılı ve başarısız işletmelere ilişkin bir Z değeri hesaplamıştır. Springate Modeline göre Z değeri < 0,862 ise işletme başarısız olarak değerlendirilmektedir.

Weibel Modeli: Weibel, kötü ve iyi işletme çiftlerinin seçiminde kriter olarak iş kolu, işletme büyüklüğü, işletmenin yaşı, hukuki şekli, kuruluş yeri, konjonktür ve taşınmazların sahipliğinden yararlanarak, Wilcoxon testini kullanmıştır. Wilcoxon testi, örneklemenin bağımsızlığını gözardı etmekte, değişkenler arasındaki çoklu ilişkileri dikkate almamaktadır.

Fulmer Modeli: Bu modelde çok değişkenli ayırım analizine dayanmaktadır. Fulmer, oluşturmuş olduğu modelde, bir denklem aracılığı ile H değerini hesaplamıştır. Fulmer’in çok değişkenli ayırım modelinde H < 0 ise işletme başarısız kabul edilmektedir.

CA-Skoru (Kanada Skoru) Modeli: Bu model de çok değişkenli ayırım analizine dayanmaktadır. Yapılan analizler, finansal oran dizisinin, işletmelerdeki çeşitli olayları önceden bildirme yeteneğinin olduğunu göstermektedir.

Finansal oranların belirli tipik olayları önceden bildirmesi, başarısızlıkları giderici önlemlerin zamanında alınmasına olanak sağlar. Ayrıca, seçilen oran demetinin yeterli ölçüde test edilmesiyle, tek tek oranlara bel bağlamanın yol açtığı subjektif değerlendirmenin etkisi de ortadan kaldırılmaktadır.


İşletmelerin Finansal Başarısızlıklarında Durumu İyileştirmede İzlenecek Yollar

Başarısızlıkta ilk karşılaşılan, işletmenin finansal yükümlülüklerini yerine getirememesidir. Finansal yapısı bozulan ve yükümlülüklerini yerine getiremeyen işletmenin, finansal yapısını düzeltmek için bir dizi kararlar alması ve uygulaması gerekir. Eğer başarısızlık atlatılacak bir düzeyde ise sermaye yapısının güçlendirilmesi, borçların vadesinin uzatılması, işletmenin kullanılmayan varlıklarının satılması, küçülme politikasının izlenmesi, yeni işletmeler ile ortaklık kurulması gibi yeniden yapılanma çabaları başarısızlıktan kurtulmada izlenebilecek yollardır.

Sermaye Yapısının Güçlendirilmesi: Başarısız olan işletmelerin ilk yapacağı işlem, finansal durumun düzeltilmesi olmalıdır. Başarısızlığın ortaya çıkmasıyla birlikte işletmelerin uzun süreli yabancı kaynak bulmaları da son derece güçtür. Sermaye yapısını güçlendirmenin ilk yolu sermaye artırımıdır. Hisse senedi çıkararak eski ortakların payların artırmak veya işletmeye yeni ortaklar almaktır. İşletmeler oto finansman yoluna başvurarak da yeni fon yaratabilirler. Bu durumda, işletmenin kârlarının bir kısmı dağıtılmayarak işletmede alıkonulacaktır. Bu uygulamayla işletmeden nakit çıkışı engellenmekte, fakat nakit girişi sağlanamamaktadır.

Borçların Vadelerinin Uzatılması: Finansal yükümlülüklerini yerine getiremeyecek durumdaki bir işletmenin nakit sorununun azaltılmasının yollarından biri de borçlarının vadesinin uzatılmasıdır. Ancak işletmeler, faiz maliyetlerine katlanmak zorunda kalabileceklerdir.

İşletmelerde Kullanılmayan Varlıkların Satılması: İşletmelerin, ihtiyaç fazlası olan gayrimenkullerinin satışıyla işletmeye önemli ölçüde nakit girişi sağlamaları ve finansal başarısızlığı ortadan kaldırmaları mümkün olabilmektedir.

Küçülme Yoluyla Başarısızlığın Giderilmesi: İşletmelerin fon sağlama yollarından biri de üretim tesislerinin bir kısmını satarak üretim faaliyetlerini daraltma ya da iştiraklerini devretmeyle gerçekleştirilir.

Yeni İşletmelerle Ortaklık Yapılması: İşletmeler, diğer işletmelerle ortak olup pazar darboğazını aşarak yok edici rekabeti ortadan kaldırabilir, yeni teknolojilerden yararlanabilir veya diğer işletmelerin finansal kaynaklarından yararlanabilir.

Borçların Öz Kaynağa Çevrilmesi: İşletmeler borçlarını ödeyemeyecek duruma geldiklerinde, alacaklılar ile anlaşarak işletmeden alacaklı olanları alacak tutarları karşılığında işletmeye ortak edebilirler.

İşletmenin Faaliyetlerine Son Verme veya İşletmeyi Satma: İşletmenin içine düştüğü olumsuz durumdan kurtulması için bir çözüm bulunamıyorsa, işletmenin faaliyetlerine son vermesi veya işletmeyi satmasından başka bir yol kalmamıştır.