1980’li yıllardan itibaren Dünya’da birçok finansal kriz yaşanmıştır.

Avrupa Döviz Kuru Mekanizması Krizi: 1992-93 yıllarında yaşanan Avrupa Para Sistemi Döviz Kuru Mekanizması (ERM) krizinin en çarpıcı ve belki de en kalıcı sonuçlardan biri “Kara Çarşamba” olarak anılan 16 Eylül 1992’de yaşanan olaylardır. İngiltere’de faiz oranlarının bir günde %5 oranında yükselmiş ve İngiltere ERM’nin dışına çıktığını açıklamıştır. Avrupa Para Sistemi (EMS), otuz yıllık tarihinde eşi görülmemiş bir kriz yaşamıştır.

Meksika Peso’su Krizi: Latin Amerika ülkelerinden Meksika, Aralık 1994’te para biriminde ortaya çıkan büyük çöküş ile sarsılmış, devalüasyonun yarattığı şok ile yabancı yatırımcılar portföy yatırımlarını ellerinden çıkarmaya başlamışlar ve dolara yönelmişlerdir. Bu durum faiz oranlarının hızla yükselmesine yol açmış ve bankaların portföylerinin bozulmasını da hızlandırmıştır. Kriz diğer Latin Amerika ülkelerine de sıçramış en çok Arjantin ve Brezilya etkilenmiştir. Tekila krizi olarak da adlandırılmaktadır.

Güneydoğu Asya Krizi: Tayland’ın Temmuz 1997’de para birimini devalüe etmesi ile başlayan ve kısa sürede başta Malezya, Endonezya, Güney Kore ve Filipinler olmak üzere diğer Asya ülkelerine yayılan Güneydoğu Asya krizi, global bir krize dönüşmüştür. Krizin etkileri, başta Endonezya olmak üzere Rusya ve Türkiye’yi ardından da Arjantin, Brezilya gibi Latin Amerika ülkelerini sırasıyla etkilemiştir.

Rusya Krizi: Güneydoğu Asya krizi ile Rusya’da krizin yaşandığı ülkeler arasına girmiştir. 17 Ağustos 1998’de 1 Ruble 6 Dolar’dan 9.5 Dolara devalüe edilmiş ve 90 günlük moratoryum ilan edilmesi ile sonuçlanan bir ekonomik kriz yaşanmıştır. Rusya krizi başta Latin Amerika piyasaları olmak üzere tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin piyasalarını olumsuz yönde etkilemiştir. Rusya’da yaşanan ekonomik ve siyasi kriz Türkiye’yi de yakından ilgilendirmiş ve etkilemiştir.