Daha önce, fiyat hareketinin teorik olarak gün ışığına çıkmış tüm piyasa bilgilerini yansıtması gerektiğini söyledik. Maalesef finans yatırımcıları için durum bu kadar basit değil.

Finans piyasaları tüm bilgileri net olarak yansıtmaz.

 

İşte tam burada duygu analizinin önemi devreye giriyor. Her yatırımcı, piyasanın neden böyle davrandığı düşüncesiyle birlikte piyasa yönünde mi yoksa zıttına mı pozisyon alıp almayacağı konusunda kendi düşüncesine sahiptir.

Piyasa temelde tüm yatırımcıların- Senin, Warren Buffet’ın veya Simit Sarayında tanıştığın Ahmet’in- duygularını yansıtır.

Hangi bilgilerin mevcut olduğuna bakılmaksızın; her bir yatırımcının aldığı pozisyon, piyasanın genel duygu durumunu oluşturur.

Sorun şu ki, piyasa hakkında ne kadar emin olsanız bile duyguları kontrol etme şansınız ne yazık ki yok.

Örneğin bir döviz kuru yada Bitcoin’in gerçekten yükseleceğine inanıyor olsanız da herkes şort pozisyonundaysa yapabileceğiniz çok şey yok. (Eğer bir G.S. (George Soros veya Goldman Sachs) değilseniz!)

Bir yatırımcı olarak, tüm bunları dikkate alıp duygu analizi yapmak zorundasınız.

Piyasanın nasıl hissettiğini, boğa(çıkış) ya da ayı(düşüş) olmadığını ölçmek size kalmış.

Ardından piyasa duygusu algınızı ticaret stratejinize nasıl dahil edeceğinize siz karar vermelisiniz.

Piyasanın hissettiklerini görmezden gelmeyi tercih ederseniz, bu sizin seçiminizdir. Kulağınızı dört açın! Görmezden gelirseniz zarar edersiniz!

Duygu analizi yatırım kararları alırken kullanacağınız güçlü araçlardan biridir.

İleriki derslerde, para piyasalarındaki duyguları nasıl analiz edeceğinizi ve Jedi zihin hileleri gibi yaklaşımları nasıl kullanacağınızı öğreteceğiz.