Bu derste, işlem yaptığınız piyasaların temelini oluşturan sermaye piyasası hukuku ve işleyişi hakkında bilgi sahibi olacak ve karşılaştığınız olumsuz durumlarda ne yapmanız gerektiğini; bununla beraber piyasalarda neler yapamayacağınızı öğreneceksiniz. Haklarınızı bilmek sizin önceliğiniz olmalı. Diğer derslere göre daha zevkli olduğunu söyleyemem ama kesinlikle öğrenmeniz gerektiğini savunuyorum.


 

Genç girişimcileri düşünün. Yeni bir işletme kurmak istiyor ancak yeterli finansmanı yok ve sermayeye ihtiyacı var. Bu finansman ihtiyacını karşılamak için mali piyasalara başvurur. Bizim ilgi alanımıza giren kısım ise genellikle orta ve uzun vadeli finansman ihtiyaçlarına cevap veren mali piyasa türü olan sermaye piyasalarıdır.

Sermaye piyasaları da kendi içinde bir dinamiğe ve unsurlara sahiptir. Finansman ihtiyacı bulunan fon talep edenleri, tasarruflarını değerlendirmek isteyip fon arz eden yatırımcılar karşılar. Bu fonların akışını ve takasını ise sermaye piyasası araçları sağlar, tarafları aracı kurumlar bir araya getirir. Böyle bir dinamizmin tabi ki de takibi ve gözetimi gerekli olduğundan yasal otoriteler devreye girer. Bununla beraber yatırımcıların korunması için fonlar ortaya çıkar. İşte sermaye piyasasının yapısı özetle bu şekilde.

Yukarıdaki düzeni sağlamak üzere devlet otoritesi tarafından yaptırımlar ile güçlendirilmiş kurallar da sermaye piyasası hukukunu oluşturmaktadır. Temel kaynağı ise 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’dur. Kısaca SerPK olarak kullanacağız. Kanun dışında başka düzenleyici ve bağlayıcı mevzuat unsurları da mevcuttur. Bunlardan en önemlisi ise Sermaye Piyasası Kurulu tarafından düzenli olarak çıkarılan tebliğlerdir. Son derece ayrıntılı hükümler içeren bu tebliğler, piyasanın etkin, güvenli ve verimli şekilde işleyişi açısından büyük öneme sahiptir.

Sermaye Piyasası Kanunu’nun üçüncü maddesi ihraç, halka arz, kayıtlı sermaye, halka açık anonim ortalık gibi bazı kavramların açıklamalarına yer vermektedir. Ancak önemli kavramların tümünün açıkladığından bahsedemeyiz.

SerPK’ya göz atmanız faydalı olacağından buraya linkini bırakıyorum.


Sermaye Piyasası Araçları  

Hukukumuz sermaye piyasası araçlarını menkul kıymetler ile diğer sermaye piyasası araçları olmak üzere iki ana grupta toplamış. Uygulamada en çok karşımıza çıkanlar ise menkul kıymet niteliği taşımakta. Menkul kıymetlerin kapsamına ortaklık hakkı sağlayan pay ve paya bağlı hakların tamamını sağlamayan pay benzeri sermaye piyasası araçları ile borçlanma senetleri girmektedir.

Pay ve borçlanma senetleri arasındaki temel fark, sağladığı hakkın niteliğinden kaynaklanmaktadır. Bu çerçevede ortaklık hakkı sağlayan ve alacaklılık hakkı sağlayan sermaye piyasası araçları, menkul kıymetin iki temel grubunu oluşturmaktadır. Bu grupta yer almayan vadeli işlem, forward, swap, opsiyon gibi sözleşmeler, diğer sermaye piyasası araçları kapsamındadır.

Sermaye piyasası araçları, aracı arz eden kurum tarafından hazırlanan izahnamenin Sermaye Piyasası Kurulu’na (Kurul) sunulması ve Kurul tarafından onaylanmasından sonra ihraç ve halka arz edilmektedir. Kurul tarafından yapılan onay, Kurulun bu araçlar hakkında bilgi sahibi olması, mevzuatın kendisine tanıdığı yetkilerin kullanılması ve özellikle kamuyu aydınlatma ilkesinin gerektirdiği esaslara riayet edilip edilmediğinin kontrolü bakımından önem taşımaktadır. Amaç sermaye piyasalarının işleyişinin devamlılığı ve siz küçük yatırımcıların korunmasıdır.

Sistemimizdeki sermaye piyasası araçları artık kağıtta değil, kaydi ortamda basılıp saklanmaktadır. Bu saklama hizmeti ise Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından elektronik ortamda sağlanmaktadır. Böylelikle ay hisse senedim yırtıldı, bonom kayboldu gibi sorunlar ortadan kalkmış, şeffaflık sağlanmış ve güven duygusu artmıştır.

Hımmmmm…. Peki…..

Kurul tarafından düzenlenen ve kontrol altında tutulan araçlar olduğu gibi devlet tarafından da ihraç edilen araçlar mevcuttur. Hatta yabancı sermaye piyasası araçları ve menkul kıymet niteliği taşımayan sermaye piyasası araçları da bulunmakta. O zaman akla şu soru gelmekte, Kurul’un kripto paraları denetim ve düzenleme görevi var mı?

Hayır.

Neden?

SerPK’de Kurul’un görev ve yetki alanına giren finansal hizmetler sayılmış olup, kripto paralar Kanun’un 3’üncü maddesinde tanımlanan sermaye piyasası aracı tanımına dahil değildir. Bu sebeple de Kurul’un yetki alalına girmemektedir.

Kripto paralarla işlem yaparken mevzuat hükümlerine uyum konusunda her türlü sorumluluğun şahsınızda olduğunu bilerek hareket etmeniz gerekiyor.

Yukarıda bahsettiklerimizi değerlendirdiğimizde kripto paraların mevzuatta tanımı yapılmadığından sermaye piyasası aracı olarak değerlendiremeyeceğimiz sonucu çıkıyor. İleride kanunda düzenleme yapılırsa işler değişir tabi…


Yatırım Kuruluşları

Yatırım kuruluşları, Sermaye Piyasası Kanunu’nda sayımı yapılan sermaye piyasası kurumlarından biridir. Piyasanın işleyişinde oldukça önemli bir etkiye sahip bulunan yatırım kuruluşları; aracı kurumlar, bankalar ve diğer yatırım kuruluşlarından oluşmaktadır.

Kurulun, gereksinim doğması halinde piyasada yeni bir kuruluş türüne yer verebilmesi bakımından esnekliği vardır. Hâlihazırda yatırım kuruluşu ifadesi, aracı kurumlar ve bankaları kapsamaktadır.

Bankalar kendi içerisinde mevduat, katılım ve kalkınma, yatırım bankaları olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Sermaye piyasası yatırım faaliyetleri bakımından, kalkınma ve yatırım bankaları, diğer iki banka türüne nazaran daha kapsamlı faaliyette bulunabilmektedir.

Bankaların asli faaliyet konusu kredi vermek olduğundan, sermaye piyasası faaliyetleri yan faaliyet konularını oluşturmaktadır. Bu sebeple de bankaların kuruluş izni Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’na bağlıdır. Ama sermaye piyasalarında aracılık yapabilmek için Kurul oluru almaları gerekir. Birileri kalkıp da ben sadece aracı kurumluk yapan bir banka olarak çalışacağım diyemez.

Aracı kurumların da asli görevi sermaye piyasalarına aracılık olduğundan kuruluş ve faaliyet izinlerini Kurul’dan almaktadır. Kuruluş için kanunda öngörülen bazı koşullar var. Öyle herkes kafasına göre çıkıp da aracı kurum olamıyor. Detayları aracı kurumlar dersinde işleyeceğiz.

Yatırım hizmet ve faaliyetleri, birden fazla faaliyeti kapsayan bir üst başlık niteliğindedir. Faaliyet izni, genel olarak yatırım hizmet ve faaliyetleri için değil, münferit faaliyet ya da hizmet için talep edilmektedir.

Faaliyet izni verilebilmesi için aranılan şartlar, genel ve özel şartlar olarak ikiye ayrılabilir. Genel şartlar mal varlığına ve alt yapı yeterliliğine ilişkin şartlardır. Özel şartlar ise, icra edilecek her bir faaliyet bakımından aranılan özel şartlardır. Her iki şartı karşılayan yatırım kuruluşuna faaliyet izni verilir.

Faaliyet izni alan yatırım kuruluşuna, icra edebileceği faaliyet veya faaliyetleri gösteren tek bir yetki belgesi verilir. Yetki belgesi almadan faaliyete başlamaları mümkün değil.

Verilen faaliyet izni ve yetki belgesi, yatırım kuruluşunun isteğine bağlı olarak veya tedbir amaçlı, kısmen ya da tamamen iptal edilebilir. Tam iptal bir aracı kuruma ilişkinse, sona erme kararı almak ya da unvan ve faaliyet konuları arasından yatırım hizmet ve faaliyetlerini çıkarmak zorundadır. Bankalar bakımından ise böyle bir zorunluluk bulunmamakta.

Yatırım hizmet ve faaliyetleri, Kanun’da belirtilmiş olan:

Alım satım aracılığı,

Bireysel portföy yöneticiliği,

Yatırım danışmanlığı,

Halka arza aracılık faaliyetleri

Saklama hizmetleri

Kanun’un Kurul’a verdiği yetki çerçevesinde ilave faaliyetlerin de tanımlanması mümkün.


Diğer Sermaye Piyasası Kurumları

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 35’inci maddesi sermaye piyasası kurumları başlığı altında Yatırım Kuruluşları ile diğer sermaye piyasası kurumlarını sıralamış. Buna göre, Kolektif Yatırım Kuruluşları, Sermaye Piyasasında Faaliyette Bulunacak Bağımsız Denetim, Değerleme ve Derecelendirme Kuruluşları, Portföy Yönetim Şirketleri, İpotek Finansmanı Kuruluşları, Konut Finansmanı ve Varlık Finansmanı Fonları, Varlık Kiralama Şirketleri, Merkezî Takas Kuruluşları, Merkezî Saklama Kuruluşları, Veri Depolama Kuruluşları. Bunların çeşitlendirilmesi yine Kurul’un inisiyatifine bırakılmış.

Şimdi hızlıca bu kuruluşların mevzuattaki tanımlarını özetleyeceğiz.

Kolektif Yatırım Kuruluşu ifadesinden Yatırım Ortaklıkları ve Yatırım Fonları kurumlarını anlamaktayız. Yatırım Ortaklığı kavramından, sermaye piyasası araçları, gayrimenkul, girişim sermayesi yatırımları ile Kurulca belirlenecek diğer varlık ve haklardan oluşan portföyleri işletmek amacıyla, paylarını ihraç etmek üzere kurulan sabit veya değişken sermayeli anonim ortaklık anlaşılmaktadır.

Yatırım Ortaklıkları, Menkul Kıymet Yatırım Ortaklıkları, Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları olmak üzere üçlü bir ayrıma tâbi tutulmaktadır. Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı ise sabit sermayeli menkul kıymet yatırım ortaklıkları ile değişken sermayeli menkul kıymet yatırım ortaklıkları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Yatırım Fonu kavramı ise, tasarruf sahiplerinden fon katılma payı karşılığında toplanan para ya da diğer varlıklarla, tasarruf sahipleri hesabına, inançlı mülkiyet esaslarına göre Kurulca belirlenen varlık ve haklardan oluşan portföy veya portföyleri işletmek amacıyla portföy yönetim şirketleri tarafından fon iç tüzüğü ile kurulan ve tüzel kişiliği bulunmayan mal varlığı olarak ifade edilmiştir.

Fon türleri mevzuatta, Borçlanma araçları şemsiye fonu; Hisse senedi şemsiye fonu; Kıymetli madenler şemsiye fonu;

Fon sepeti şemsiye fonu; Para piyasası şemsiye fonu; Katılım şemsiye fonu; Değişken şemsiye fon; Serbest şemsiye fon; Garantili şemsiye fon; Koruma amaçlı şemsiye fon olarak sayıldıkları görülmektedir.