Önemli para birimlerinin uzun vadedeki gücünü, dolayısıyla da yatırımlarınızı etkileyebilen birçok temel faktör vardır.

Yalnızca en önemli olduğunu düşündüğümüz konuları ele alacağız.

Ekonomik Büyüme ve Görünüm

En kolayıyla, tüketiciler, işletmeler ve hükümetler tarafından şekillenen ekonomik büyüme ve görünüm ile başlayalım.

Tüketiciler güçlü ekonomik ortamlarda mutlu ve güvenli hissederler ve para harcarlar. Şirketler memnuniyetle bu parayı alırlar ve şöyle derler: “Dehşet para kazanıyoruz! Olağanüstü! Şimdi… bu parayla ne yapacağız?”

Para kazanan şirketler bu parayı tabiki de harcarlar. Tüm bunlar da devlete vergi geliri sağlar. Aşağıdaki tabloda 2017 Aralık ayının vergi gelirlerini görebilirsiniz.

 

 

Daha fazla detay için Hazine ve Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı sayfasını ziyaret edin

Devlet, şirketler ve tüketicilier para kazandıkça aynı trene binip para harcamaya başlarlar. Yarın hiç olmayacakmışcasına harcarlar. Herkes harcama yapınca da ekonomide olumlu gelişmeler ve hareketlenmeler olur. Peki nereye kadar?

Öte yandan zayıf ekonomiler, genellikle harcama yapmayan, para kazanmayan ve bundan dolayı da harcama yapmayan tüketiciler ve şirketlerden oluşurken, devlet harcama yapmaya devam eder.. Karışık gibi göründü ama ana fikri anladın.

Hem olumlu hem de olumsuz ekonomik görünümler döviz piyasaları üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olabilir.

Sermaye akışı

Globalleşme, teknoloji ilerlemeleri ve internet, dünyanın neresinde olursanız olun, evinizdeyken bile paranızla yatırım yapmanıza yardımcı olur.

New York veya Londra Menkul Kıymetler Borsasına, Nikkei veya Hang Seng endeksine yatırım yapmaktan veya açılmasından, sadece birkaç fare tıklaması sonrasında ABD doları, euro, yen ve duyulmadık egzotik para birimlerine yatırım yapmak için bir forex hesabı açmaya hatta kripto paralara yatırım yapmaya kadar pek çok olanak günümüzde mevcut durumda.

Sermaye akışı, satın alışlar veya satışlar sebebiyle bir ülke veya ekonomiye giren ve çıkan para miktarını ölçer.

Bu noktada takip etmek isteyebileceğiniz en önemli şey pozitif veya negatif olabilen sermaye akışı dengesidir.

Bir ülkenin sermaye akışı dengesi pozitif olduğunda, ülkeye gelen yabancı yatırımlar ülke dışına yapılan yatırımlardan daha büyüktür. Yani para akışı içeridir.

Negatif bir sermaye akışı dengesi, tam tersidir. Ülkeyi dış yatırım için terk eden sermaye, ülkeye giren sermaye ve yatırımlardan daha büyüktür. Yani para akışı dışarıdır.

Bir ülkeye gelen daha fazla yatırımla, yabancı para biriminin yerel parayı satın almak için paralarını satması gerektiğinden, o ülkenin para birimi için talep artışı olur.

Yabancı yatırımcı, başka bir ülkeye yatırım yapmak istediğinde kendi parasını ilgili ülke parası karşılığında takaslar. Bu durum yerel ülke para birimine olan talebi arttırır. Bu talep, para biriminin değer kazanmasına neden olur.

Basit arz ve talep ilişkisi.

Eğer bir para birimi için arz yüksekse (ya da talep zayıfsa), paranın değer kaybetme eğiliminde olduğunu tahmin edebilirsiniz.

Yabancı yatırımlar çıkış yaparken ve yerli yatırımcılar da farklı ülkere yatırım yapmak için ayrılırken yerel parayı döviz ile takaslayacaklar. Bu da yerel para birimindeki arzı arttıracaktı. Böylelikle para birimi değeri ne olacak?

Evet söyle bakalım?

Hadiiiiii?

Güzeeeel. Evet yerel para biriminin değeri düşecek. Anlamaya başladık!

Yabancı sermaye, yüksek faiz oranlarını ve güçlü ekonomik büyümeye sahip ülkeleri sever. Eğer bir ülke aynı zamanda büyüyen bir finansal piyasaya sahipse tadından yenmez.

Yükselen bir borsa, yüksek faiz oranları… Sevmemesi için sebep ne?!

Tekrar, yerel para birimine olan talep arttıkça değeri de artar.

İhracat/İthalat Akışı ve Ticaret Dengesi

Küresel bir pazar yerinde yaşıyoruz. Ülkeler kendi mallarını, istedikleri ülkelere satabilir (ihracat), aynı zamanda diğer ülkelerden istedikleri malları satın alabilirler (ithalat).

*Kaynak: IMF. Kripto Muhtar tarafından derlendi.

Evinizin etrafına bir göz atın. Etrafta yatan şeylerin çoğu (elektronik, giyim, köpek oyuncakları) muhtemelen yaşadığınız ülkenin dışında üretiliyordur.

Bir şeyi satın aldığın her zaman, aslında zorlukla kazandığın paranın bir kısmını harcarsın.

ABD’li ithalatçılar mal aldıklarında Çin’li ihracatçılar ile para alışverişi yaparlar ve Çin’li ithlatçılar mal aldıklarında Avrupa’lı ​​ihracatçılar ile yine para alışverişi yaparlar.

Bütün bu alım ve satıma para takası eşlik eder, bu da ülkeye olan paranın akış yönünü değiştirir.

Ticaret dengesi (net ithalat-ihracat farkı), bir ülkenin ihracatının ithalatına olan oranını ölçer. Bu ülkenin ürün ve hizmetlerine olan talebi ve nihayetinde para biriminin durumunu gösterir.

İhracatın ithalattan daha yüksek olması durumunda, ticaret fazlası var ve ticaret dengesi pozitif demektir.

İthalat, ihracattan daha yüksekse, ticaret açığı vardır ve ticaret dengesi olumsuzdur.

Yani:

İhracat> İthalat = Ticaret Fazlası = Pozitif (+) Ticaret Dengesi

İthalatlar> İhracat = Ticaret Açığı = Olumsuz (-) Ticaret Dengesi

Dış ticaret açıkları, ilgili ülkenin döviz kurunu kıyaslanan diğer ülkenin para birimine göre daha aşağıya çekme ihtimaline sahiptir.

İthalatçılar, önce istedikleri malları satan yabancı ülkenin ihracatçılarının parasını almak için kendi paralarını satmak zorundalar.

Dış Ticaret Açığı olduğunda yabancı para almak için yerel para birimi satılır. Çünkü ülkeye giren döviz çıkan dövizden daha azdır.

Bu nedenle, dış ticaret açığı olan bir ülkenin para birimi, ticaret fazlası olan bir ülkenin para birimine göre daha az talep görmektedir.

İhracatçılar, ithal ettiklerinden daha fazlasını ihraç eden ülkeler, ihraç edilen ürünleri almakla ilgilenen ülkelerin kendi para birimlerini aldıklarını görürler.

Para birimleri daha fazla talep görüyor ve bu da paralarının değer kazanmasına yardımcı oluyor.

Hepsi para birimine olan talep nedeniyledir.

Yüksek talep gören paralar mantıken az talep gören paralardan daha değerlidir.

Pop yıldızlarına benzetebilirsiniz. Daha fazla talep olduğu için Dua Lipa, Aleyna Tilki’deen çok daha fazla para kazanıyor. Elbet bir gün hepsi unutulacak.

Hükümet: Bugün ve Gelecek

Mevcut hükümetteki istikrarsızlık ya da mevcut yönetimdeki değişiklikler, o ülke ekonomisi ve hatta komşu ülkeler üzerinde bile doğrudan bir etkiye sahip olabilir. Ekonomiyi etkileyen etkenler çok büyük olasılıkla döviz kurunu da etkileyecektir.